Yaşım itibarıyla 1990'lı yılları çok iyi hatırlarım. 14 yaşında Kavacık Ortaokulu'nda okurken Kavacıkspor U-14-16 takımında oynayan sınıf arkadaşlarım sayesinde amatör futbolla tanıştım.
O yıllarda bazı günlük gazetelerin spor sayfalarında amatör liglerin sonuçları ve puan durumları verilirdi. Her hafta merakla bu sayfayı takip ederdim. O sayede amatör futbol benim için bir bağımlılık, yaşam biçimi oldu adeta. Birçok kulübün adını da o yıllarda duydum. Anadolu yakasında oturmam dolayısıyla, 30 - 32 yıllık süreçte bugüne kadar Anadolu yakasındaki stadların tamamına yakınında, Avrupa yakasında ise 9-10 stadda maç izleme fırsatı buldum.
90'lı yıllardaki toprak,çamur,balçık sahalardan, bugün suni çim, daha doğru tabirle halı sahada olsa dümdüz toprak,çamur,balçık olmayan 90'lı yıllara nazaran çok daha kaliteli stadlara.
17-18 yaşlarımda 1993-1994 yıllarında gittiğim amatör maçları hatırlıyorum.
Hava buz gibi, bardaktan boşanırcasına yağan yağmur, sahada biriken çamur dolayısıyla neredeyse her biri 1.5- 2 kilo olmuş çoğunlukla çamurdan görünmeyen kramponlar. Çamur yüzünden berbat olmuş numarası bile okunmayan formalar,şortlar. İleriye vurduğunda en fazla 10 metre ötede çamura saplanan neredeyse 1 kilo ağırlığa ulaşan top.
Kemik sesleri eksik olmazdı
Bırakın 90 dakikayı daha 30 dakikada yorgunluktan dili dışarı çıkmış ama mücadele etmekten yılmayan futbolcular. Zor hava ve saha şartlarına rağmen top ayağına geldiğinde klas hareketler yapan futbolcular. 90 dakika sahada kalıp bir sonraki maça kadar yorgunluğu geçmeyen topçular. Birbirinden çekişmeli, kemik seslerinin eksik olmadığı kıran kırana keyifli maçlar. Yere düşenin en fazla 30 saniye sonra kalkıp oyuna devam ettiği, ikili mücadelelerin hiç bitmediği maçlar. Çoğu zaman tribünlerde her türlü zor şarta rağmen keyif dolu maçlar izleyen seyirciler ve bir hafta boyu anlatılan karşılaşmalar.
Özledim o günleri. Sahalar kötüydü ama futbolcular çok hevesliydi. Sahaya keyif almak için çıkarlardı. Terden ve mücadeleden formaları sırılsıklam olurdu. Çok keyifli maçlar oynanırdı. Bugün öyle mi ? Maalesef pek çok maçta keyif almayı bırakın, neredeyse tribünde sıkıntıdan uyuyacağız. Futbol ara ki bulasın. Güzel bir hareket ara ki bulasın. Kör dövüşü bir oyun. Sık sık yapılan pas hatası. 10 metre önündeki arkadaşına pas atamayan oyuncular.
Bugün için şunu net söyleyebilirim. 30 yıl öncesinin futbolcuları bugün bırakın amatörü rahatlıkla profesyonel lig takımlarında forma giyebilecek seviyedeydi. O günlerde bile sivrilen oyuncular direkt profesyonel liglere transfer oluyorlardı. Neredeyse tamamına yakını beş kuruş almadan bazen bir, iki çift krampona genellikle oturdukları semtin takımlarında oynarlardı. Saygı ve sevgi üst düzeydeydi. Bugüne kadar süren dostlukları bile fazlasıyla bilirim.
Bugün de kaliteli amatör oyuncular var muhakkak ki ama!! Sayıları çok azınlıkta. Birçok maçta keyif veren oyuncu 4-5'i bulmuyor bile. O yüzden üst liglere transfer olan oyuncularda bir elin parmağını zor geçiyor. Neredeyse futbol oynamaya değil rakibi oynatmamaya sahaya çıkıyorlar. Çok sıkıcı maçlar oynanıyor. 90 dakikanın 45-50 dakikasında top sahada zor kalıyor. En ufak darbede yere düşen oyuncu 3-4 dakika yerden kalkmıyor. Günümüz futbolcuları ve takımları böyle oynamaya devam ettikçe sahalar güzelde olsa 90'lı yılları özlemiyor değilim açıkçası.
Bugünün futbolcularına tavsiyem. Eğer profesyonel üst liglerde oynamak istiyorsanız sahaya çıktığınızda elinizden gelenin çok daha fazlasını vermeye çalışın. Mücadeleden asla kaçınmayın. Sorumluluk alın. Rakibin oyunundan çok çıkın kendi topunuzu oynayın. Keyif alın, keyif verin kardeşim. Siz keyif alıp verdikçe futbol daha da güzelleşecek. Tribünlerde dolacak. İnsanlarında iki saatleri mutlu geçecek. Eğer böyle oynamaya devam ederseniz bugün tribünlere gelen seyircilerde tribünden uzaklaşacak. Biz abilerinizde 90'lı yıllardaki günlere özlem duymaya devam edeceğiz.
Yazı : Ümit YILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder